Bazı resimleri, dünyanın en tanınmış ve en pahalı eserleri arasında yer alan Van Gogh, 20. yüzyıl sanatını ciddi şekilde etkileyen çok önemli bir ressamdır.
1853 yılında Hollanda’nın güneyinde bulunan Noord-Braband’daki Zundert Kasabası’nda doğan Van Gogh, rahip Theodorus Van Gogh ve Anna Cornelia Van Gogh’un ikinci çocuğudur. Van Gogh dünyaya gelmeden bir yıl önce, annesi bir doğum yapmış ama doğumda bebek ölmüştür. Bu olayın Van Gogh’u çocukluk yaşlarında etkilediği ve Van Gogh’un sanatındaki kimi öğelerin bu olaydan kaynaklandığı belirtilmektedir.Van Gogh’un Theo ve Cornelius isimlerinde iki erkek, Elisabeth, Anna, Wil isimlerinde de üç de kız kardeşi vardır. Van Gogh, 1864 yılında Zundert’e 30 km uzaklıktaki Zevenbergen yatılı okuluna başlamıştır. 1866 yılında ise ortaokul için Tinburg’a geçmiş; 1868’de eğitimini yarım bırakarak Zundert Kasabası’na dönmüştür.
Gençlik yıllarını bir sanat simsarlığı (sanat eserlerinin alınıp satılmasını sağlayan kişi ya da firma) firmasında çalışarak geçiren Van Gogh, kısa süren bir öğretmenlik deneyiminden sonra da Belçika’daki bir madenci kasabasında misyoner olmuş ve Hristiyanlık dininin yayılması için çalışmıştır.
Van Gogh, gerçek kariyerine 1880′den sonra başlamıştır. Önceleri koyu ve kasvetli renkler ile çalışan ressam, Paris’te tanıştığı izlenimcilik (empresyonizm) ve yeni izlenimcilik akımlarının etkisiyle canlı renklere geçmiş; Güney Fransa’da kaldığı dönemde, günümüzde de yaygın olarak tanınan kendine özgü resim tarzını geliştirmiştir.
Van Gogh, 1888′de Ressam Paul Gauguin ile arkadaşlığının bozulması üzerine sol kulağının bir kısmını kesmiş, giderek kötüleşen ruhsal hastalığı sonucunda kendini göğsünden vurarak intihar etmiştir. Bazı sanat tarihi uzmanlarına göre; Ressam Paul Gauguin ile yaptıkları bir tartışmada Gauguin, isteyerek ya da kendini korumak için Van Gogh’un kulağını kesmiştir.
Bireylerin acı, hüzün ve yalnızlık gibi duygularından etkilenip bunları da resimlerinde yansıtan Van Gogh, özellikle acı çeken ve mutsuz kişilere ilgi duymuştur. Van Gogh’un özellikle son dönem eserlerinde açıkça görülen sarı renk düşkünlüğünün, tıbbi bir bozukluktan kaynaklandığı ileri sürülmektedir.
Van Gogh, ömrünün son on yılı boyunca yaklaşık 900 suluboya/yağlıboya resim ve 1.100 karakalem çalışma üretmiştir. Ünlü ressam, en meşhur eserlerini ise ömrünün son iki yılında yapmıştır.
En önemli eserleriPatates Yiyenler / 1885
Bu tablo, ressamın kasvetli dönemini simgeler. Resimde iç mekanda günlük yaşam konu edinilmiştir. İşçiler kendi ektikleri patatesleri paylaşarak yerken gösterilmişlerdir. Tek ışık kaynağı yukarıdan sarkan bir lambadır. Lambanın ışığı patatesleri aydınlatır. Resmin geneline yeşilin ve kahverenginin koyu tonları hâkimdir.
Ayçiçeği /1888
Van Gogh’un en ünlü eserlerinden biridir. Gauguin’i mutlu edebilmek için Güney Fransa’nın Arles Kasabası’nda yapmıştır.
Yıldızlı Gece /1889
Van Gogh, Yıldızlı Gece’yi akıl sağlığının çok da düzenli olmadığı bir zamanda ve pek çok resminin aksine gerçeğine bakarak değil, yalnızca hayal gücünü kullanarak yapmıştır.
Sonsuzluğun Eşiğinde /1890
Bu resminde de yine kederler içindeki bir insanın tasviri vardır. Resimde sandalye üzerinde oturan mavi pantolon ve gömlekli yaşlı bir adamın derin acısı yansıtılmıştır. Yaşlı adam yumruk yaptığı elleriyle yüzünü kapamış, dirseklerini bacaklarının üzerine dayamış ve öne doğru eğilmiştir.
İzlenimcilik İzlenimcilik veya empresyonizm, 19. yüzyılda Fransa’da ortaya çıkan ve bütün sanat dallarını, özellikle resmi etkileyen bir akımdır. Doğadaki unsurların kişinin içinde oluşturduğu izlenimleri, duygusal izleri yansıtmayı hedefler. Bu akım içerisinde yer alan sanatçılar, doğayı objektif bir gerçek olarak değil, kendilerinde yarattığı izlenimi resme (veya edebi esere) aktarırlar.
Kaynak : (yumurtaliekmek)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder